ABD’li bağımsız yapımcı / yönetmen Geeta.V.Patel ve Sandra Ruch’ın kendi imkanlarıyla ortaya koydukları “Keşmir Projesi” yani diğer adıyla Keşmir Belgeseli'ni İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesinde gösterildi. Ardından kendileriyle belgesel hakkında konuştuk.
KONUŞAMADIĞIMIZ, SADECE ÜZÜLDÜĞÜMÜZ BİR YER KEŞMİR!
Her sabah dünyaya yeni bir gözle uyanırken arkamızda kim bilir kaç savaş bırakıyoruz, kim bilir? Savaşlar oluyor, insanlar ölüyor, yaralanıyor, evsiz yurtsuz kalıyor… Bunların kimilerinden haberdar olurken kimilerinden ise bir ses bile duymuyoruz. Sonrasında duyduklarımız ise bizi korkutuyor, şaşırtıyor ve üzüyor ne yazık ki! İşte böyle bir yer olan “Keşmir” hakkında yapılan bir belgeselden bahsedeceğim size.
Ama öncesinde, savaşların olduğu yerlerden bahsederken veya onları
önemserken Keşmir’i, Çeçenistan’ı, Kuzey Afrika’yı, Balkanları neden ikincil
yerler olarak görüyor, duymuyor önemsesek de bizim için de ikinci sırada
kalıyor sorusu içime oturuyor.
Gündemde olan Filistin ve Irak önemini hep bir şekilde medyatik olarak
korurken acaba bizden uzak tutulan olaylar, bizlere unutturuluyor mu demeden
kendimi alamıyorum. Bu tür çalışmalara karşıt/dur diyebilecek işler de olmuyor
değil. Keşmir’den haber veren bu belgesel işte böyle bir çalışma. ABD’li bir
bağımsız yapımcı/yönetmenler olan Geeta.V.Patel ve Sandra Ruch’ın kendi
imkanlarıyla ortaya koydukları “Keşmir Projesi” Keşmir’e gidiş hikayesi ve
orada neler olup bittiğini belgeleyen bir bağımsız belgesel. 8 yılda ortaya
çıkmış bir çalışmanın ürünü olan bu belgeselin yönetmeni ile konuştuk.
Ben bir aşk hikâyesi anlatmak istedim. Savaşın içinde bir aşk hikayesi…
Fakat o savaşın nerede olduğu pek önemli değildi. Delhi’de ya da Çeçenistan’da
da olabilirdi; ama ben Hindistanlı olduğum için Keşmir’i ve oranın savaş
hikâyesini anlatmak istedim. Gazeteler de haberler de Pakistan ve Hindistan
hakkında birçok şey yazılıyordu ama oranın insanları hakkında hiçbir şey
yazılmıyordu. Hep politik ve siyasi şeyler vardı ama insanlar ve onların
yaşadıkları hakkında hiçbir şey yoktu. Sonrasında konsolosluğu aradım ve
Keşmir’le ilgili gazetecilerle görüştüm; “neden bu insanlar hakkında bir şeyler
yazmıyorsunuz” diye sordum. Bir şeyler yapmak için işbirliği yapmamızın
başlangıcı oldu bu. Ve benden de Keşmir’le ilgili bir hikâye anlatmamı çok
istediler ve ben de bu şekilde belgeseli çekmeye karar verdim.
Sizi Keşmir’e götüren şey neydi? Keşmir’e gittiğinizde yakalansaydınız tutuklu olabilir hatta yaşamıyor olabilirdiniz, buradan hareketle neydi sizin oraya gitmenizi sağlayan?
Meraktı. Yapımcı olmam dolayısıyla içimde gitmemi söyleyen duygularıma cevap aradım, merak ettim ve gittim.
Keşmir halkı yaşananları nasıl anlatıyor?
Hindistan ve Pakistan’da yaşayanlar Keşmir hakkında konuşmak istemezler ve
insanlar çok üzülür bu konudan bahsedildiğinde. Benim babam da izin vermezdi
Keşmir hakkında konuşmamıza. Türkiye’de de insanların konuşmak istemediği
birçok konu vardır değil mi?

"CNN bizi aradı ve “Keşmir’le ilgili değil de Usame Bin Ladin’le ilgili bir film yapsanız olmaz mı?” dedi."Filmin yankıları nasıl oldu?
Keşmir’de önce bir sonuç elde edemedik, herkes konuşmaya korkuyordu.
Amerika’ya döndük ve tanıtım filmini gösterince yılın en büyük maddi desteğini
aldık. Sonra CNN bizi aradı ve “Keşmir’le ilgili değil de Usame B.Ladin’le
ilgili bir film yapsanız olmaz mı?” dediler. Bunu yapmamız karşılığında da
maddi yardımda bulunacaklarını söylediler. Kabul etmedik tabiî ki.
Film sürecinden bahseder misiniz?
İnsanları Keşmir konusunda bir film yapmaya ikna etmekte zorlandık. İkinci
gidişimizde gizli çekimler yaptık ve kimi zaman silahla tehdit edildik; kimi
zaman geri dönemeyeceğimizden emin olamayacağımız zamanlar oldu ama tamamladık.
Siz nasıl cevaplandırdınız kendi içinizde Keşmir’i?
Bu Keşmir hakkında değil arkadaşlık ve dostluk hakkında bir filmdir. Tıpkı bu filmi izleyip barışan bir Hindu ve Müslüman arkadaşım gibi. Bizim bu filmi yaparken amacımız insanlara bir şeyler düşünüp mantıklı çözümler bulmaya değil, bir şeyler hissetmeye sevk etmekti. Ben bu filmi yaparken çözümler bulmaya cevaplar bulmaya değil sorular yöneltmeye çalıştım.
Siz nasıl cevaplandırdınız kendi içinizde Keşmir’i?
Bu Keşmir hakkında değil arkadaşlık ve dostluk hakkında bir filmdir. Tıpkı bu filmi izleyip barışan bir Hindu ve Müslüman arkadaşım gibi. Bizim bu filmi yaparken amacımız insanlara bir şeyler düşünüp mantıklı çözümler bulmaya değil, bir şeyler hissetmeye sevk etmekti. Ben bu filmi yaparken çözümler bulmaya cevaplar bulmaya değil sorular yöneltmeye çalıştım.
Keşmir’de yaşananların politik mi yoksa kültürel bir vakâ olduğunu mu düşünüyorsunuz?
Bence ikisi de. Aslında hiçbirinin olmadığını da düşündüm. İnsanlara birbirlerinden farklı oldukları ve bunun kötü bir şey olduğu söyleniyor ve insanlar da bu söylenenlere oyunlara inandılar bu da toplumda çatışma yaratacaktı ve bu da oldu. İşin içine ekonomi girince farklı olan taraflardan daha çok kazanmak isteyen taraf, kazanırken diğer taraf kaybettiğini kabullenerek evet ben farklıyım demeye başladı.
Bence ikisi de. Aslında hiçbirinin olmadığını da düşündüm. İnsanlara birbirlerinden farklı oldukları ve bunun kötü bir şey olduğu söyleniyor ve insanlar da bu söylenenlere oyunlara inandılar bu da toplumda çatışma yaratacaktı ve bu da oldu. İşin içine ekonomi girince farklı olan taraflardan daha çok kazanmak isteyen taraf, kazanırken diğer taraf kaybettiğini kabullenerek evet ben farklıyım demeye başladı.
Keşmir’i bir çözüm olsun diye yapmadığınızı belirtmiştiniz ama sizce bu
problem nasıl çözülür?
Bence çözüm bir soruda saklı: “Keşmir ne istiyor?” Özgürlük nedir? Yani
büyük adımlar atmaya gerek yok küçük bir cevapla çözüm başlayabilir. Özgürlük.
Yönetmenler:
Geeta V. Patel
Project Kashmir (Kaşmir Projesi) [http://www.projectkashmir.org/ ] adlı filmin eş yönetmeni olan Hint asıllı Amerikalı Geeta V. Patel, belgesel ve drama filmleri yazarı ve yönetmenidir. Aldığı çok sayıda bursun arasında, Sundance Enstitüsünde Editörlük, Beste ve Yapımcılık çalıştaylarında yer aldı (2006). New York’ta bulunan Center for Multifaith Education (Çok İnançlı Eğitim Merkezi) yönetim kurulu üyesi olmakla birlikte, Artwallah isimli Los Angeles merkezli sanat festivalinin sanat yönetim kurulunda da görev yaptı. Şu anda Hint asıllı bir Amerikalı’nın Hintli bir kadınla evlenme isteğini ve bununla ilgili karşılaştığı zorlukları anlatan One in a Billion isimli komedi belgeselinin yönetmenliğini yapmaktadır. İlk romanı olan “The Laughing” isimli kitabının araştırması sırasında Project Kashmir adlı belgeselin yapımına karar verdi.
Sandra Ruch
Amerikan Belgesel Vitrini (American Documentary Showcase) Uzmanı Sayın Sandra Ruch, Uluslararası Belgesel Derneği’nin Genel Müdürü olarak 7 yıldan fazla görev yapmış, Documentary adlı derginin yayımcılığını yapmış, belgesel yapımcılığının yanı sıra birçok uluslararası festivallerde jüri üyeliği yapmış, panel ve çalıştaylarında görev almış.
Project Kashmir (2008)
IMDB: http://www.imdb.com/title/tt0462490/
Amerikan Belgesel Vitrini (American Documentary Showcase) Uzmanı Sayın Sandra Ruch, Uluslararası Belgesel Derneği’nin Genel Müdürü olarak 7 yıldan fazla görev yapmış, Documentary adlı derginin yayımcılığını yapmış, belgesel yapımcılığının yanı sıra birçok uluslararası festivallerde jüri üyeliği yapmış, panel ve çalıştaylarında görev almış.
Project Kashmir (2008)
IMDB: http://www.imdb.com/title/tt0462490/

