Kültürlerarası İletişim Merkezi Vakfı, 2010 yılından beri yabancı dil bilen gençlerle birlikte camilerde gönüllü tebliğ çalışmaları yürütüyor. Sultanahmet Camii’nde başladıkları ve son birkaç yıldır Süleymaniye Camii’nde devam ettirdikleri “cami gönüllülüğü” ile ülkemize cami ziyaretine gelen turistlere gönüllüler tarafından cami hakkında bilgi verildiği gibi onların İslam’la ilgili merak ettikleri sorular da cevaplandırılıyor.
Özellikle
yabancı dil bilen birçok imam hatip lisesi ve ilahiyat fakültesi öğrencisi ve
mezunu başta olmak üzere İslami altyapısı olan birçok kişi “cami gönüllülüğü”
faaliyetlerine katılarak tebliğ sorumluluğunu omuzlamış durumda.
Süleymaniye
Camii’nde tebliğ faaliyetlerine katılan genç cami gönüllülerinin yaptıkları
hizmetlerle ilgili duygu ve düşüncelerini aldık.
Turistik Camilerimiz Birer Tebliğ Noktası
Fatih Özkan (Koordinatör)
Kültürlerarası İletişim Merkezi bir düşünce ve aksiyon formatında (think-act) hareket etme gayreti içerisinde olan bir sivil toplum kuruluşudur. Bir taraftan net bir şekilde ortaya konan vizyon ve misyonumuz etrafında, akademik, metodolojik ve medyatik çalışmalar yaparken diğer taraftan bu çalışmaları 365 gün boyunca, aralıksız, cami gönüllülük faaliyetleri ile doğrudan hedef kitleye ulaşarak pratiğe dökmüş oluyoruz.
Cami, gayrimüslim ziyaretçilerin ciddi manada kendilerinin
maneviyat eksiğini hissettiği, farkında olsunlar olmasınlar kendilerini
yaratıcıları olan Allah'a çok yakın buldukları bir yer. Cami gönüllüleri olarak
bizler, mimari açıdan her biri birbirinden değerli olan turistik camilerimizi
bir tebliğ noktası görüyor ve camilerimizi, yabancılar ile olan iletişimimizde
bir güven ortamı sağlamasının yanında, ziyaretçilerin dini konulara doğrudan
muhatap olabildikleri bir mekan olarak addediyoruz.
“Yanlış
İslam” Algısını İnançlı Gençler Değiştirebilir
Sare Tokuş
17 yaşındayım. Oldum olası gönüllülük faaliyetlerini
sevmişimdir. Zihinlerde yanlış konumlandırılmış birçok şey var tabi ama benim
odaklandığım kavramlar her zaman İslam ve Müslüman üzerine oldu. Bu iki
kavramın Ortadoğu ve kültürüyle ilişkisi olmayan birçok yabancıda yanlış
anlaşıldığını daha önce yaptığım bir turizm yardım projesinde farklı farklı bir
sürü kişiyle muhabbet ortamı kurduğumda ve sosyal medyada takip ettiğim
uluslararası serbest tartışma portallarında fark ettim.
“Müslüman” ve “İslam” kavramını ve "hijabi",
"jihadi" gibi birçok çıkış noktası İslam olan kelimeyi “terörizm,
aşırı baskıcılık, zorlama” ve daha birçok can sıkıcı kavramla bağdaştırmış
tonla insan var ve oturup düşündüğümüzde bu yanlış kodlamaları biz inançlı,
gerekli malumat sahibi ve dil bilen gençlerden başka kimse düzeltemez. Velhasıl
insanlara yıllardır yanlış şeylerle bağdaştırılmış İslam'ın sahih,
hoşgörü, merhamet, adalet ve huzur dini
olduğunu anlatmak ve belki bir şeylere vesile olmak istiyorum bu yüzden
gönüllüyüm.
Bulunduğun
Şehirde Tebliğ Mucize Gibi
Kübra
Solmaz
İnsanın sadece edindiği maddi kazancın değil öğrendiği
ilmin de zekatını vermesi gerektiğini fark ettiğimden beri emek verip
öğrendiğim yabancı dillerin zekatını nasıl verebilirim diye düşünürken KİM’in
Süleymaniye’deki gönüllüleriyle tanıştım.
Burada gayrimüslimlerle konuştukça, ülkemize dünyanın
birçok yerinden gelen bu insanlara inancımızı ve bunla iç içe olan kültürümüzü
anlattıkça aslında bunun her Müslüman üzerinde bir vebal olduğunu gördüm.
Bulunduğunuz şehirden hiçbir yere ayrılmadan tüm dünyaya tebliğ edebiliyor
olmak büyük bir mucize gibi geliyor hala bana. Bu yüzden, yaklaşık 3 yıldır
fırsat bulduğum her vakitte Süleymaniye’ye giderek orayı ziyarete gelen
turistlere elimden geldiğince İslam’ı ve kültürümüzü anlatmaya çalışıyorum.
Doğu İle Batı
Arasında Gönül Köprüsü Kuruyoruz
Arva
Öz
"Sana indirileni tebliğ et!" ayetiydi aslında
beni bu faaliyetlere yıllar önce iten. Daha sonra Süleymaniye Camii’nde
gönüllülük faaliyetlerine dahil olmak nasip oldu. Gönüllülük faaliyetleri ile
dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen insanlara İslam'ı ve Müslümanları yakından
tanıma fırsatı vermekle kalmıyor, ülkemizi ve kültürümüzü de tanıtıyoruz. Aynı
zamanda onların sorularını cevaplandırarak medyanın sebep olduğu hem dinimize
hem de ülkemize karşı olan negatif izlenimi bir nebze olsun gidermiş oluyoruz.
Yaşadığımız dönemde Doğu ve Batı toplumları arasındaki
iletişimsizliğin insanları hoşgörüsüzlüğe ve ırkçılığa sürüklediğine üzülerek
şahit olmaktayız. İşte bu boşluğu doldurma çabasıyla insanlarla birebir ve
samimi bir ortamda sohbet ederek Doğu ile Batı arasında bir gönül köprüsü
kurduğumuza inanıyorum.
Nurbanu Gümüş
Günümüzde İslam'a dair birçok yanlış anlaşılmanın ve eksik
bilgilerin mevcut olmasıyla birlikte, belki biz sınırlarımızın ötesine çıkarak
bir şeyler yapamıyorken en azından bizim yakınımıza gelmiş "İslam nedir, nasıldır?"
diye meraklı yüz ifadeleriyle yaklaşan ve biz anlatırken heyecanla dinleyen
insanlara, sadece bir tebessümle dahi bile olsa biraz dokunabilmek için gönüllülük
yapıyorum.
Gönüllülük
Samimiyet Köprüleri İnşa Ediyor
Sevde Öztürk
Gönüllük esasında karşılık beklemeden yapılan bir iş ve
bunun için samimiyet gerekiyor. İnsanlar ilk defa tanıştıkları insanlardan bu samimiyeti
hissettiğinde arada bir bağ kuruluyor.
Gönüllük sayesinde hem kendi medeniyetimizi güzel bir şekilde anlatıyoruz hem de bambaşka dünyalardan farklı fikirleri kucaklamayı öğreniyoruz. Bazen başkalarının sorduğu şeyleri cevaplarken bizler de kendi sorularımıza cevaplar buluyoruz. Tekrar tazelenme fırsatı yakalıyoruz.
Sahabenin
Yolunda Gitme Sorumluluğu
Merve Koca
İslam’ın bu kadar merakla dinlendiği ve öğrenilmek
istendiği bir mekanda bulunmak, İslam’ı anlatmak için dünyanın her yerine
yayılan sahabenin yolunda gitmek isteyenler için gönüllülükten öte bir
sorumluluk. Bir de kültürel etkileşim, kişisel gelişim boyutu var. Yabancı dil
bilenler için bir pratik alanı, bilmeyenler için de öğrenmeye kuvvetli bir
teşvik.
Hobiden Ziyade Bir Sorumluluk
Hikmet
Öz
İngilizce bildiğimden, farklı kültürlerle iletişim kurmaktan keyif aldığımdan ve birçok ayette tebliğde bulunmanın teşvik edilmesinden dolayı zamanımı camide gayrimüslimlere dinimizi anlatarak değerlendirmeye çalışıyorum. Bunun bir hobiden ziyade bir sorumluluk olduğunu düşünüyorum.
Henüz İslam’la şereflenememiş veya sağdan soldan duyduğu
yalan yanlış bilgilere göre kafasında bir İslam anlayışı bulunup da ülkemize
gelen insanların üzerimizde hakkı var. Yarın öbür gün ahirette "ben sizin
ayağınıza kadar geldim ama siz bana İslam’la ilgili tek kelime bilgi
vermediniz" diye benden şikayetçi olmasınlar istiyorum.
Sevgi
Şenol
Gönüllülük faaliyeti, ‘sana düşen ancak tebliğ etmektir’
emrindeki nebevî vazifenin bize düşen kısmını üstlenmektir. Allah’ın dinini tüm
zamanların peygamber örnekleriyle anlatmak ve insanları yanlış bildikleri
hususlar hakkında aydınlatmaya çalışmak üzere gönüllü olmaya karar verdim.