![]() |
| Selahattin Aydın ve Halis Kuralay |
Görme engellilerin Kur'an-ı
Kerim’i okuyabilmesini sağlamak amacıyla 2013 yılında 13 ülkenin üyeliğinde
(Türkiye, Filistin, Yemen, Güney Afrika Cumhuriyeti, Malezya, Endonezya,
Pakistan, Hindistan, Ürdün, Suudi Arabistan, İran, Mısır, İngiltere) Uluslararası
Kabartma Kur'an Hizmetleri Birliği (IBQS) Türkiye’de kuruldu. IBQS,
tüm dünyada geçerli olacak bir kabartma Kur'ân sistemi geliştirerek ve eğitim
programları düzenleyerek görme engellileri Kur'ân’la buluşturuyor.
Uluslararası Kabartma Kur’ân Hizmetleri Birliği Başkanı Selahattin
Aydın ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İstanbul İl Müdür
Yardımcısı Halis Kuralay ile görme engelliler için
yürüttükleri Kur'an-ı Kerim hizmetlerini konuştuk.
Uluslararası Kabartma Kur’ân Hizmetleri
Birliği’nin kuruluş hikâyesini bize anlatır mısınız?
S. A.: Bugün dünyada 14 ülkede
Kur’ân-ı Kerim, kabartma yazı formunda yazılıp okunabiliyor. Fakat dünyada
kabartma Kur’ân hizmeti veren ülkelerin standart birliği yok ve bu ülkeler
arasında birtakım yazım farklılıkları var. Bundan dolayı da her ülke kendi
bastığı kabartma Kur’ân dışında başkasının bastığını okumakta zorluk çekiyor.
Mesela, Gana’da 1000 tane kabartma Mushaf’a ihtiyaç var.
Şunu söyleyemiyoruz: “Suudi Arabistan 300’ünü sen ver, Türkiye 500’ünü sen ver,
Ürdün 200’ünü de sen ver” diyemiyoruz. Neden? Çünkü her birimizin bastığı
farklı farklı kabartmalar.
Bununla birlikte, Gana’ya 500’ünü ben gönderirsem oraya
benim ayrıca bir eğitimci de göndermem lazım. Suudi Arabistan’ın da, Ürdün’ün
de hakeza. Biz dedik ki bunu tek-tipleştirelim. Dünyanın her yerinde aynı imlâ
kurallarıyla okuyabileceğimiz bir kabartma Kur’ân-ı Kerim yapalım. Dolayısıyla
birbirimizin matbaalarından da gücünden de faydalanalım. Böylece Uluslararası
Kabartma Kur’ân Hizmetleri Birliği’ni kurduk.
Uluslararası Kabartma Kur’ân Hizmetleri Birliği’nde
kaç ülke bulunuyor? Bu ülkeleri nasıl bir araya getirdiniz?
H. K.: 2012’de birlik kurma
fikri bizim zihnimizde şekillendiği zaman, internet ortamında bazı araştırmalar
yapmıştık. Malezya, Endonezya, Hindistan, Pakistan, Ürdün, Mısır, Filistin, Suudi
Arabistan, İran, Yemen, Güney Afrika, İngiltere ve Türkiye’deki yetkililere
teker teker e-posta göndermiştik. Birçoğundan olumlu cevaplar aldık.
2013 yılının başında Uluslararası Braille
Konferansı’nı topladık. Bir hafta devam eden programda meseleyi çeşitli
veçheleriyle değerlendirdik. Burada yapılan tartışmaların sonunda bu
hizmetlerle uğraşan ülkelerle bir araya gelerek bir üst kuruluş kurmaya karar
verdik. Bu 13 ülkeden gelen temsilciler aracılığıyla bir tüzük yazdık ve bu
tüzüğün altına imza attık.
Kabartma Kur’ân’da birlik fikri diğer ülke
temsilcileri arasında nasıl karşılandı?
S. A.: Birlik fikri
Müslümanların çok hoşuna gidiyor. Dünyanın iki ucundan iki Müslümanı bir araya
getirdiğimiz zaman inanılmaz bir atmosfer yaşıyoruz. Bu güzelliğini yansıtan
birkaç misali sizinle paylaşayım:
Bizim birliğimize üye İranlı cemiyetin baskı makinalarından
biri geçenlerde arızalandı. Yetkili arkadaşımız “Bizim makinalarımız
çalışmıyor. İran’a ambargo nedeniyle parça alıp makinayı yaptıramıyoruz. Bize
biraz Mushaf lazım, basabilir miyiz sizin orada?” dedi. Ben de Norveç’teki
üreticiyi buldum. “Bizim İran’da bir arkadaşımızın elinde sizin makinanız var
ama çalışmıyor” dedim. O da parçaları gönderemediğinden, ambargo olduğundan
yakındı. Ben de “Biz 13 ülkede üyeleri ve büyük matbaaları olan bir birliğiz.
Birimiz üzülürse hepimiz üzülürüz. Hepimiz üzülürse sen de üzülürsün. Senin
dışında bu makinaları üreten başka markalar da var. Bizim sempatimizi
kazanamazsanız bu iş olmaz” dedim. Hemen bana yardımcı olmaya çalıştılar. İşte
birlik olmak böyle bir şey.
Son olarak şunu anlatayım:
Somali’de iki tane körler okulu var. Bu okullarda müdürlük
yapan, araları da iyi olmayan iki kardeşimizi Türkiye’de misafir ettik. Dedik
ki; sizin ülkenizde uygulanmak üzere kabartma Kur’an eğitim programı
hazırlayacağız. Bu toplantıları dünyevi bir kazancımız olacağı için yapmıyoruz.
Şunun için yapıyoruz: “İnnemel mü'minune ihvetun” [Mü’minler ancak kardeştir].
Buraya geldikten sonra bir araya gelen okul müdürleri kendi
aralarında konuşuyorlardı. Bir ara bana dönerek, “Kusura bakmayın, aramızda
Somali’ye döndüğümüzde bu okulları nasıl birleştirebiliriz diye konuşuyorduk”
dediler. Türkiye’deki sıcak ilişkiyi görünce “Biz bu okulları nasıl
birleştirebiliriz?” diye konuşmaya başlamışlar. Böyle bir güzellik yaşıyoruz.
Dünyadan ne tür tepkiler alıyorsunuz?
H. K.: “Birlik”, “bütünlük”
sözü heyecan verici bir söz. Çünkü Müslümanların şu anki psikolojileri böyle
kelimeleri duymaya çok muhtaç. Çünkü paramparça olmuşuz. Pakistan’daki biri
Türkiye’ye döviz gönderemiyor. Aramızda birlik olmaması için öyle muazzam
mekanizmalar kurmuşlar ki sen Amerika’dan buraya 10 bin dolar gönderebilirsin,
buradan da oraya para gönderebiliyorsun ama kardeş dediğin iki tane ülke
(Pakistan-Türkiye) arasında döviz alışverişi yapamıyorsun. Çünkü “uluslararası
sistem” buna izin vermiyor. Onun için “birlik” sözünü duyduktan sonra
Müslümanlar heyecan duyuyor. Bugün bütün meselemiz bu işin teknik tarafını
halletmek.
Kabartma Kur’ân hizmetleri için Türkiye’de
bizler neler yapabiliriz?
S. A.: Somut konuşacağım kolay
anlaşılması için. Biz bu röportajı okuyanlardan 4 şey istiyoruz:
Dua… Bize dua edin. Hiçbir şey yapamıyorsanız duanızla bize
yardımcı olun.
Sosyal medya ile aranız iyiyse bizim Facebook sayfamızı
beğenin ve başkalarına önerin.
Web işlerinden anlıyorsanız, tasarım yapabiliyorsanız,
teknik bilginiz varsa bizim bültenlerimizin, yaptığımız işlerin tasarımı
noktasında bize yardımcı olabilirsiniz.
Maddi olarak katkı sağlayabilirsiniz. Her gönüllü kuruluş
gibi biz de yardımlarla bu çalışmalarımızı yürütüyoruz. İmkânınız ölçüsünde
küçük büyük demeden yardımlarınızı bekliyoruz.
Yaptığınız çalışmalardan örnek verebilir
misiniz?
S. A.: Somali’de şu an 5 tane
körler okulu var. Burada uygulanacak bir kabartma Kur’ân eğitim programı
geliştirdik.
Afganistan’daki körler okuluna Türkiye Diyanet Vakfı’nın
yardımıyla 60 tane kabartma Kur’ân yolladık. Bu yardımları İnsan Hak ve
Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı (İHH) ile ulaştırdık.
Azerbaycan ve Arnavutluk’taki kardeşlerimizle Kur’ân
eğitimi yaptık.
Şu an web sitemizde “Kabartma Kur’ân Talep Formu”muz var.
Avustralya’dan İngiltere’ye, Kanada’dan Filipinler’e dünyanın birçok yerinden
100’e yakın kabartma Kur’ân talebi aldık. Bunların tamamını Allah’a şükürler
olsun üyelerimize gönderdik.
Tabi, bunun hepsini Türkiye yapmıyor. Zaten uluslararası
bir birlik olmanın mantığı da bu. İrtibatları sağlayarak insanlara yardımcı
olmaya çalışıyoruz. Bu, güzelliğe vesile oluyor. Emanetleri yerlerine
ulaştırmaktan keyif alıyoruz. Bu bizi mutlu ediyor.
Hedefiniz nedir?
S. A.: Öncelikli hedefimiz
üyelerimizin sayısını arttırmak... Şu an 13 ülke ile irtibattayız. Batıdan
doğuya doğru sayarsak; İngiltere, Güney Afrika Cumhuriyeti, Türkiye, İran,
Ürdün, Mısır, Filistin, Suudi Arabistan, Yemen, Hindistan, Pakistan, Endonezya
ve Malezya.
Somali’de, Nijerya’da, Tataristan’da ve Gana’da irtibat
halinde olduklarımız var. Orta vadede birliğe üye sayısını 20 ülkeye taşımak
istiyoruz.
Kur’ân’ın kabartmaya aktarılmasında ülkeler arasındaki
farkları iki yıl gibi kısa bir zamanda çözebileceğimize inanıyoruz.
H. K.: Ayrıca internet
üzerinden açtığımız bir eğitim uygulamamız var. Şu an dünyanın herhangi bir
yerinden kullanıcı adı ve şifreyle bu sisteme girerek görme engelliler Kur’ân
eğitimlerini yapabiliyorlar. Herhangi bir ülkedeki bir eğitmen aynı anda 10, 20
ya da 30 kişiye ortak bir dil belirlemek şartıyla –bu genellikle İngilizce
oluyor– eğitim yapabiliyor. Bunu geliştirerek çok dilli Kur’ân eğitimleri
yapmak istiyoruz. Kur’ân okuryazarlığını yayabildiğimiz kadar yaymak istiyoruz.
Hedefimiz bu bizim.
Eklemek istediğiniz bir şey var mı?
H. K.: Bu alanları bizler boş
bırakırsak ne olur? Körler de Kur’ân okumayıversin kardeşim! Görenler bitti de
körler mi kaldı?.. Misyonerler böyle demiyor. Körlere yönelik misyonerlik
faaliyetleri nerede başlamış biliyor musunuz? 1902’de bir Alman tarafından
İstanbul’da. Hristiyan Körler Misyonerlik Birliği’nin internet sitesinde
yazıyor bunlar.
Bakın, 90’lı yılların başında biz Mecidiyeköy’de yürüyoruz
arkadaşlarla. Yanımıza gelen birisi “Size bir hediye takdim edebilir miyim?”
dedi. “Buyurun” dedik. Aldık, açtık baktık ki İncil’in kabartma tercümesi. Daha
Türkiye’de kabartma diye bir şey yok. Düşünebiliyor musunuz? Çok özür dilerim,
müslümanlar uyuyorlar. Şu anda uyuyoruz, belki yeni yeni ufak tefek cılız
hareketlenmeler var.
Türkiye’de okullara misyonerlik yapmak üzere Avrupa Kilise
Teşkilatı yardım ediyor ama daha Türkiye Diyanet’inin işitme engelliler okuluna
yardım ettiği görülmedi. Ama bunun felsefesini yapmaya geldi mi yapıyoruz çok
güzel. İş icraata geldi mi yapan yok!
Web sitesi: www.braillequran.org


