Ödün vermez bir eylem adamı, hitabet ve mizah ustası, insan
hakları savunucusu, Detroitli Kızıloğlan, hakiki adıyla El-Hacı Malik
El-Şahbaz yani nam-ı diğer Malcolm X. Derilerinin
renginden dolayı ayrımcılığa uğrayan milyonlarca Afro-Amerikalıya kendine güven
duygusu ve mücadele azmi veren Müslüman bir dava adamının biyografisini yazan Manning
Marable’in Pulitzer Ödülü alan Malcolm X kitabı
artık Türkçede. Orhan Düz’ün titiz çalışmasıyla Türkçeye çevrilen
Malcolm’un arayışlarla dolu sıradışı kişisel hikâyesini çevirmeniyle konuştuk.
Bu kitapla birlikte Türkçeye kazandırılan
ikinci Malcolm kitabını okumuş olacağız sanırım. Öncelikle çeviriye başlarken
neler hissettiğinizi sormak istiyorum. Malcolm’un sizin için özel bir anlamı
var mıydı?
Evet, Alex Haley’in yazdığı, İnsan
Yayınları’ndan çıkan Malcolm X biyografisinden sonra ikinci
biyografi bu. İthaki Yayınları’nın editörü bu kitabı gösterip çevirmemi teklif
ettiğinde hem çok sevinmiş hem de müthiş heyecanlanmıştım. Ne de olsa sadece
temsil ettiği Afro-Amerikan toplumun değil bütün dünyanın efsane gözüyle
baktığı bir liderden söz ediyoruz. Her kesimden insanın sevgisini kazanmış
efsanevi bir liderin fırtınalı hayatı vardı önümde.
Malcolm’un benim için özel anlamını oyuncu Ossie
Davis şu sözle ifade etmektedir: “O bizim insanlığımızdır, bizim
yaşayan, siyah insanlığımız.”
Malcolm’u Türkçede Alex Haley’in biyografi
kitabı ile tanıdık. Peki, Marable’ın hazırlamış olduğu Malcolm biyografisinin
diğerlerinden farkı nedir?
Alex Haley’in otobiyografi kitabı Malcolm’un hayatını
kahramanın dilinden anlatmaktadır. Ne var ki o kitapta tutarsızlıkların
yanısıra eksik bilgiler de söz konusu. Sözgelimi Malcolm’un ilk gençlik
yıllarına, hapishane hayatına, ailesiyle ilişkilerine, yurtdışı yolculuklarına
falan fazla değinilmemiş. İşte bu durum bir tarih profesörü olan Manning
Marable’ı bu kitabı yazmaya itmiş.
Malcolm’un yakın çevresindekilerin tanıklıkları, İslam
Milleti örgütünün yıllar sonra ilk kez girilen arşivi, gazeteler ve
dergilerden faydalanarak ortaya oldukça kapsamlı ve özgün bir eser çıkarmış.
Nitekim kitap 2012’de Pulitzer Tarih Ödülü’nü aldı. Şunu rahatlıkla
söyleyebilirim ki bu kitap Malcolm X’in hayatıyla ilgili bilinmeyenlere ışık
tutarak onun olabildiğince gerçekçi bir portresini çizmektedir.
Okuyucuları Malcolm kitabında
neler bekliyor?
Bu kitap benim kabaca dört evreye ayırdığım Malcolm’un
hayatını bütün ayrıntılarıyla gözler önüne seriyor. Birinci evre gettonun
sefalet ve suç batağında geçirdiği, hapishaneye girişine kadarki yılları
kapsıyor. İkinci evre hapishane yılları ve Müslüman oluşu (birinci dönüşüm).
Üçüncü evre hapisten çıkıp İslam Milleti örgütünde geçirdiği yılları içeriyor.
Son evreye damgasını vuran hadiseler ise; hacla birlikte ikinci dönüşümünü
geçirmesi ve ırkçı fikirlerden tamamen sıyrılarak evrensel İslam anlayışına
bağlanması, bunun sonucunda örgütten ayrılması ve kendi örgütünü kurarak
mücadeleye devam etmesi, ta ki bir zamanlar uğruna hayatını adadığı İslam
Milleti örgütü tarafından kırk yaşında şehit edilene değin.
Sizce Malcolm’u neden okumak
gerekir?
Bu kitabı okumak için birçok neden sayılabilir. Öncelikle
Amerika’da Afro-Amerikan toplumun özgürlük mücadelesinin yakın tarihini
konusunda bilgilenmek; bu mücadelenin, efsanevi liderinin devrimci şahsiyetinde
nasıl tecessüm ettiğini görmek; ve elbette Müslümanlar olarak da Malcolm
Kardeş’in ibretlik hayat hikâyesinden dersler çıkarıp düşünsel ve eylemsel
mirasından ilham almak için bu kitap okunabilir… Çünkü günahıyla sevabıyla
Malcolm’un sıradışı hayat hikâyesi olabildiğince objektif anlatılmış.
Kitabın çevirmeni olarak Malcolm’un hayatında
sizi en çok ne etkiledi?
Her nevi suçun kol gezdiği yoksul gettolardan gelen bir
genç nasıl oldu da bu kadar samimi, karizmatik ve kitleleri peşinden sürükleyen
devrimci bir dava adamına dönüştü? İşte bu dönüşümün adım adım izini sürmek çok
etkileyici.
Malcolm hapishaneye girince dışarıda yaşadığı berbat
hayattan uzaklaşmış ve kendisiyle baş başa kalmış oldu. Yalnızlığın insanı ihya
eden imkânından faydalanıp derin içsel sorgulamalara girişti. Kirli geçmişiyle
hesaplaşıp eskiden yaptığı kötü şeylerden pişmanlık duydu. Düzgün bir şahsiyet
ve yeni bir hayat arayışı içindeydi. İşte bu arayış onu okumaya sevk etti.
Mektupla öğrenim programına katıldı, hapishanenin kütüphanesini kullandı ve
diğer eğitim faaliyetlerinden yararlandı. Yabancı diller öğreniyor, felsefe,
tarih, sosyoloji, teoloji vb. alanlarla ilgili kitapları bilgiye susamışçasına
okuyordu. Öğrendiklerini çevresindeki diğer mahkûmlarla tartışıyor, böylece hem
bilgi dağarcığını zenginleştiriyor, hem de hitabet sanatını geliştiriyordu. Bu
arada hapishanenin zorlu koşullarına karşı mahkûmlarla birlikte mücadele
veriyordu. Aile fertlerinden aldığı mektuplar sayesinde İslam’la tanıştı.
İslam’ı temsil edenlerin Malcolm’dan
öğrenecekleri bir şey var mıdır?
Çok şey var. Malcolm mücadele verdiği sisteme karşı ne
kadar ödünsüz ve sert idiyse yakınlarına karşı da o kadar nazik, anlayışlı ve
müşfikti. Hangi görüşten olursa olsun insanları önyargısız dinler, onlardan
yeni şeyler öğrenirdi. Açık fikirli ve renkli bir şahsiyetti. Müzisyenler,
edebiyatçılar, hareket önderleri gibi farklı kesimlerden geniş bir çevresi
vardı. Yerel değil evrensel düşünür, sadece kendi ülkesindeki değil, diğer
ülkelerdeki Müslümanların haliyle de dertlenirdi. Bitmeyen enerjisiyle
yolculuklara çıkar, farklı diyarların insanlarıyla tanışır, onlarla fikir alış
verişi yapardı. Keskin zekâsı, derin gözlem yeteneği ve zengin bilgi
dağarcığıyla hadiseleri berrak değerlendirir, fikirlerini çarpıcı bir şekilde
ifade eder ve zaman zaman da espri yapmaktan geri durmazdı. Malcolm Kardeş
yeryüzünde özgürlük ve hak mücadelesi veren bütün halklar için bir onur abidesi
ve umut ışığıdır.
Dünyabizim
Dünyabizim

