Suriye’deki savaşın ardından
sığındıkları Türkiye’de; iki yıl Kilis’te ve 5 ay önce geldikleri İstanbul’da
hayatına devam eden Fatma Hüseyin Tican’ın hikâyesini dinledik.
Aziz Mahmud Hüdâyi Vakfı’nın
İstanbul’da her ay düzenli erzak yardımı yaptığı gerçek ihtiyaç sahibi Suriyeli
ailelerden bir eve misafir oluyoruz. Suriyeli ailenin hikâyesini dinlerken
kendi hikâyemizi düşünüyoruz. Halimize ne kadar şükrediyoruz? Sağlıklıyız,
ailemiz, evimiz, işimiz, en önemlisi savaşın içinde olmayan bir vatanımız var.
Şükretmemiz gereken o kadar çok şeyimiz varmış diye kendimizde görmediğimiz,
aklımızın ucundan geçmeyen ne kadar çok nimetin içinde olduğumuzu hatırlıyoruz.
Ne kadar az şükrettiğimiz aklımıza geliyor. Her Suriyeli aileye gittiğimizde
kendimize soracağımız sorular çoğalıyor: “Suriyeli ailelere yardım edebiliyor
muyuz? Çevremizdeki ihtiyaç sahiplerini arayıp, bulup, dertlerine derman
olabiliyor muyuz? Türkiye’nin her yerinde Suriyeli kardeşlerimiz var. Onlardan
haberdar mıyız?” Empati yapalım hadi!.. Biz onlar olmuşuz, onlar da biz. Varın
düşünün gerisini…
15 YAŞINDAKİ OĞLU EVİ
GEÇİNDİRİYOR
Suriyeli Fatma Hüseyin
Tican, Kilis’e gelmeden önce Halep’te yaşıyordu. Halep’te yaşadıkları köye
saldırıda eşini kaybetti. Yardım edecek kimseleri yoktu. 3 çocuğu ile yalnız
kaldı.
İstanbul’a daha yeni
geldikleri için daha iş bulamamış. Küçük çocukları 11, 12 yaşında olduğu için
çalışmıyor zaten. 15 yaşındaki oğlu ise bir marangozun yanında çalışıyor.
Fatma Hanımı ziyaret etmeye
gittiğimizde kız kardeşi de onun yanına gelmişti. Kız kardeşinin kocası da
Suriye’deki savaşta şehit olmuş. Onun da çocukları var, o da yalnız yaşıyor
ablasına yakın bir yerde.
Fatma Hanım 300 tl kira
ödüyor. 15 yaşındaki oğlu bir mobilyacıda çalışıyor ve aylık 700 tl alıyor.
Onun kazandığı para ile geçiniyorlar. İlk önce kiralarını ödemeye çalışıyorlar
ve geri kalan ihtiyaçlarını Allah’ın yardımıyla yapabildikleri kadar
karşılamaya çalışıyorlar.
SANKİ GELDİĞİMİZDEN KİMSENİN
HABERİ YOK!
Komşularının kendisiyle ilgilenip ilgilenmediğini soruyoruz. “Burada bizimle kimse ilgilenmiyor. Sanki geldiğimizden kimsenin haberi yok” diyor. Bizde inşallah başkalarının haberi olsun diye geldiğimizi söylüyoruz.
Suriye’den çıkmadan önce
eşinden 3 ay haber alamamış. 3 ay sonra ise haberi gelmiş “öldü” diye. Arabada
saldırıya uğramış ve kendisi, yeğeni ve kardeşiyle birlikte öldürülmüş.
Öldürüldükleri yere gidemedikleri için 3 ay orada arabada kalmış cesedi. Hiç
kimse yaklaşamamış. Çünkü çatışmanın olduğu zor bir yermiş.
Bu haber geldikten sonra her
şey daha zor olmuş Fatma Hanım için. Ve Suriye’den gitmeye karar vermiş o anda.
Halep’ten Kilis’e gelmiş.
Suriye’den gitmeden ve
kocası kaybolmadan önce, 3 yıl boyunca savaş içerisinde eşiyle fırından
aldıkları ekmekleri satarak geçinmeye çalışmışlar.
Savaş devam ettiği için
herkes Türkiye’ye gitmeye mecbur kalmış. Fatma Hanım da artık akrabalarından ve
çevresinden kimse kalmadığı ve eşini kaybettiği için Türkiye’ye gelmiş.
GÜVENLİ BİR YERDE YAŞAMAK
İSTİYORUM
Kilis’e geldiklerinde
kardeşiyle bir evde yaşamışlar. Burada 300 tl kira veriyorlarmış. 15 yaşındaki
oğlu orada da çalışmış ve aldığı haftalık 100 tl ile geçinmişler. Kilis’te çok
zorlanmışlar ve İstanbul’a gelmeye karar vermişler.
“İstanbul’da yaşamak daha
zor değil mi?” diye sorduğumuzda; “Ben Kilis’te zor yaşıyordum İstanbul’a da
bana yardım edebilecek insanlar vardır diye geldim ama burada diyorsunuz zor,
tabii ki zor.” diye söylüyor bize.
“Birçok Suriyeli Avrupa’ya
gitmeyi düşünüyor ve yollara düşüyor. Siz neden düşünmediniz?” diye soruyoruz.
Kendisi de şöyle cevap veriyor:
“Avrupa’da da yardım edecekler vardır ama ben buradan gidemem. Çünkü burada kocamın akrabaları var. Bana yardım etmiyorlar ama en azından akrabamdır. Ben Suriye’den de gitmek istemiyordum. Ama evimin yanına bomba düştükten ve eşim öldükten sonra akrabalarımla mecburen çıktık ve Türkiye’ye geldik. Bütün akrabalarım Türkiye’de. Ben de akrabalarımla birlikte Türkiye’de kalmak istiyorum.”
Son sözleri ve isteği hepimizin hayatta yaşarken isteyebileceğimiz en temel
ihtiyaçlarımıza dair: “Ben güvenli bir yerde yaşamak istiyorum. Elhamdülillah
burada güvendeyiz. Ama zor geçiniyoruz. İnsanlarda varsa ve olursa, evin
kirasına ve faturalarıma yardım etmelerini istiyorum. Bunlar çok zorluyor bizi.
Yemek ihtiyacımızı gideriyoruz Allah’a şükür.”
Not: Aziz Mahmud Hüdâyi Vakfı
aracılığıyla Suriyeli ailelere yardım etmek isterseniz bu sayfadan online bağış yapabilirsiniz.




