![]() |
| Medaim Yanık |
İyi eş ilişkileri mutluluğumuzun en önemli
kaynağıyken, eş ilişkisinin kötü olması da mutsuzluğumuzun en önemli kaynağı oluyor. Boşanmaların arttığı, evliliklerin krizde olduğu bir zamanda kiminle evli
olduğumuz daha da önem kazanıyor. Bu sebeple “nasıl biriyle evlenirsem mutlu
olurum?”, “kime evet demeli, kime hayır demeli?”, “kızımı isteyen delikanlıyı
nasıl tanırım?” gibi soruların cevabının peşine düşen Psikiyatri Uzmanı Medaim
Yanık, Türk halkının pratik evlilik uygulamalarını gözeterek bilimsel bilgiler
ışığında hazırladığı Dest-i İzdivaç kitabı ile gençlere ve ailelere evlilik
sürecinde rehberlik ediyor. Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Medaim Yanık ile Dest-i
İzdivaç kitabı üzerine konuştuk.
“Kim kiminle evlenirse mutlu olur?” sorusunun “mutlak cevabını” hiç kimse bilemez. Çünkü iki ayrı kişinin her yönüyle analizi, iki kişi ve çevresi arasındaki dinamik etkileşimin her türlü olasılığını ve yıllar içindeki değişen şartların etkilerinin hep beraber hesaba katılması gerekir. Bu matematiksel olarak imkânsız.
Ama doğru eş seçimi veya iyi eşleşme ile ilgili güvenilir
şeyler söyleyebiliriz. Aynen sağlıklı yaşam veya hijyen kuralları ile ilgili
nasıl güvenilir birtakım bilgilere sahipsek, aynı şey doğru eş seçimi veya eş
adayını tanıma konusunda yapılabilir. Yani mutlak bilgiyi bulamazsak da daha
iyi bir hale gelip, büyük hatalara düşmeksizin, daha iyi kararlar verebilir
hale gelebiliriz. Benim kitabımda yapmaya çalıştığım şey de tam bu. Sonuçta
hedef “Anasının benim için doğurduğu özel kişiyi bulmak” değil, bize uyan
profilde birini bulmaktır. O kişinin özel olması da ilişkinin içinde olacaktır.
Türkiye’de
görücü usulüyle evliliklerin neredeyse tamamen ortadan kalktığını söylüyorsunuz.
Daha çok tanıştırılma usulüyle evlilikler yapılıyor. Tanıştırılma sürecinde iyi
bir evlilik nasıl gerçekleşir?
Türkiye’de 1990’lı yıllardan sonra doğanlar için görücü
usul ile evlenme oranı %1 civarında. Çünkü görücü usul demek, evlilik kararını
anne ve babanın aldığı, size de kapının önünde başınızı sallamanın düştüğü hâl
demektir. Böyle bir durum da artık yaşanmıyor.
Evliliklerimizin yarısı “tanışma”, diğer yarısı “tanıştırılma”
şeklinde oluyor. Tanışmada iki insanın ilk etkileşimi okulda, iş yerinde,
arkadaş ortamında kendiliğinden oluyor. İki kişi başlangıçta evlilik görüşmesi
amaçlı bir araya gelmiyorlar. İlişki zamanla evliliğe dönüyor veya dönmüyor.
Tanıştırılmanın ana özelliği ise, iki kişi konuşmaya eş
adayı ile tanışacağı bilgisi ile gelmesidir. Tanıştırılma; aile tarafından,
arkadaşlar tarafından veya çöpçatan siteleri üzerinden olabilir. Hiç bir yöntem
mutlak iyi veya kötü olarak kabul edilemez. Her birinin güçlü ve zayıf
tarafları var.
Tanıştırılma usulü ile ilgili süreçlerin nasıl
yürütülebileceği ile ilgili rehber metinlerin, algoritmaların, güvenilir
tavsiyelerin geliştirilmesi gerekiyor. Kitabımda bunları yapmaya çalıştım.
Son
dönemde İslami evlilik siteleri veya sosyal medya aracılığıyla evliliklerin
yapıldığına şahit oluyoruz. Bu yolla evlilik yaparken nelere dikkat etmek
gerekiyor? Bunun sakıncalı yönleri nelerdir?
Önemli olan uygun bir eş bulmaktır. Eş bulma
yöntemlerinin kendine göre avantaj ve dezavantajları var. Çöpçatan sitesi bu
yöntemler içinden en riskli olanı. Anne-babalar ve evli kişiler evlendirme
süreçlerindeki sorumluluklarını yeterince yapmayınca bu işi ticari amaçlı
çöpçatan siteleri yapmaya başladı. Ben bu yolun da açık olması gerektiğini
düşünüyorum. Çünkü eş bulmak o kadar da kolay bir iş değil. Sorun çöpçatan
sitelerinin eşleştirme algoritmalarının basit olması, yeterli doğru eşleştirme
gücüne sahip olmamaları. Ayrıca hala siteye girilen kimlik profili bilgilerinin
güvenirliği ile ilgili sorunlar var. Bu sorunların çözüldüğü bir tarz modern
dönemin şartları içinde bir boşluğu doldurabilir.
Günümüzde
gençler evlenecekleri eş adaylarını bulmakta zorlanıyorlar. Gençlere evlilik süreciyle
ilgili hangi yolları tercih etmelerini önerirsiniz? En doğru eş seçimi nasıl
yapılabilir?
Benim önerim hem tanışmaya hem tanıştırılma modeline açık
olmaları. Kişinin duygusal bir yakınlık geliştirerek eşini bulması hoş bir şey.
Aynı şekilde tanıştırıldığı bir kişiyle bir görüşme süreci yaşayarak evlenmesi
de hoş bir şey. Unutmamak gerekir ki aşk ilk görüşte oluşabileceği gibi tanışma
sürecinde de beraber yaşama sürecinde de oluşabilir.
Ben tanıştırılma sürecinin desteklenmesi gerektiğini
düşünüyorum. Anne ve babaların çocuklarının eş bulma sürecine de eşlik ve
rehberlik etme sorumluluğunda olduğunu düşünüyorum. “Bu zamanda çocuğa kız
bakılır mı?” demenin boş laf olduğu kanaatindeyim. En hafif şekliyle bunu diyen
anneye beceriksiz olduğunu söylerim.
Evlenilecek
adayda aranması gereken en temel özellikle neler olmalı? Bireyler ve aileler,
eş adayını nasıl tanımalı, onda nelere dikkat etmeli?
Benim kitabımda geniş bir şekilde anlattığım yöntemim “beş
unsur dört kriter yaklaşımı”. Beş unsur; fiziksel değerlendirme, çoklu zeka
değerlendirilmesi, kişilik analizi, sosyal kimlik ve evlilik felsefesi”
şeklinde. Dört kriter ise; denklik, benzerlik, farkındalık ile kötü-riskli-zor
kişinin ayırt edilmesi şeklinde. Önerim şu: Kişi kendisini ve eş adayını beş
unsur ile analiz ettikten sonra, birbirlerine uygunluk düzeylerini anlamak için
de dört kriteri kullanması. Kitabımda bu işin nasıl yapılacağını adım adım
anlattım. Kafasında bir eş adayı olan kişi, kitabımı bir rehber gibi kullanarak
hem kendisini, hem eş adayını hem de birbirlerine ne kadar uygun oldukları ile
ilgili bir düzeyde bir kanaate ulaşabilir. Kitabın son kısmında işaretlemelerin
yapılacağı son derece pratik amaçlı oluşturulmuş bir bölüm var. Nitekim
kitabımı bu şekilde kullanan kişilerin olduğunu biliyorum.
Eş
seçiminde doğru eşi bulduğumuzdan nasıl emin olabiliriz? Eş seçmek mi daha
önemlidir yoksa evlilik ilişkisini sürdürebilmek mi?
Evlenene kadar “doğru profilde eş bulmak” ve “eş adayını
tanımak” daha önemli. Evlendikten sonra da evliliği sürdürme becerileri daha
önem kazanır. Kiminle evlenirsek evlenelim birtakım sorunların çıkması
kaçınılmaz. İlle seçim yapılacaksa, “evliliği sürdürme becerilerinin “ daha
önemli olduğunu düşünüyorum.
Televizyondaki
izdivaç programlarının Türkiye’deki evliliğin kodlarıyla oynadığına şahit
oluyoruz. Evlenecek gençlere ve ailelere bu programların ne gibi zararları
oluyor?
Televizyondaki izdivaç programlarının en büyük sorunu,
belirli bir insan tipi veya grubunu ön plana çıkarması. Bu tür insanlar
toplumun %5’ni geçmezken, %95’in başka bir şekilde davrandığı halde, eş bulma
süreçleri onların ki gibi diye bir yanılgı üretiyor. Çok şükür ki, toplumun
büyük çoğunluğunda işler o düzeyde patolojik ve sevimsiz yürümüyor. Toplumun
büyük kısmı çok daha makul ve evlilik süreçlerini nitelikli yürütüyor.
Türkiye’de
yapılan evliliklerde ne gibi bir değişim-dönüşüm yaşandığını söyleyebilirsiniz?
Günümüzde boşanmalarının artmasının sebeplerinden biri de evlilik sürecinin iyi
işlemiyor oluşu mu?
Bütün dünyada aile yapıları ve eş ilişkileri dönüşüyor.
Bizim toplumumuz da dönüşüyor. Fakat boşanma oranlarımız da dramatik bir
değişim yok. Ilımlı bir artış trendi var. Aile yapımız halen iyi durumda.
Yalnız aileyi desteklememiz lazım. Gerçekçi, rasyoneli olan, etkili olup
olmadığı denetlenen siyasetlere ihtiyacımız var. Ailenin ekonomik, sosyal
politikalar açısından desteklenmesi gerekiyor. Yapılması gereken şeylerden biri
de, eş ilişkileri için güvenilir, kültürel uyumlu, etkili yöntemlerle eşlerin
“evlilik ilişkileri ile ilgili bilgi ve becerilerini arttıracak” programları
devreye sokmak. Benim yapmaya çalıştığım da bu. Yakın zamanda evlilikleri güçlendirme
amaçlı tüm gün sürecek bir eğitim programı başlatacağım. Eşlerin beraber katılacağı bu programda, yedi
alanda eşlerin bilgi ve becerilerini arttırmaya çalışacağız. Bunlar; eşlerin
birbirlerine bakışlarını olumlu kılma, farklılıklarının farkına varıp kabul
etme ve yönetme, anlaşmazlıkları kavgaya dönüştürmeden idare etme, küsmeme,
cinselliklerini devam ettirme, ortak yaşam sorunları için uzlaşılmış yöntemler
bulma ve arkadaşlıklarını arttırma alanlarında olacak.
*Prof.
Dr. Medaim Yanık, Dest-i İzdivaç, Hayykitap, 160 Sayfa
