İslam sanatında Arap harflerini estetik
ölçülere bağlı kalarak güzel yazma sanatıdır hat. Kur’ân harfleri ile yapılan bu
yolculuğun günümüz hat sanatında en önde gelen isimlerinden biri Hattat Ali
Hüsrevoğlu. Eser, tasarım konsepti itibariyle hat sanatı tarihinde birçok ilke
imza atan ve Mescid-i Nebevi’yi hatlarıyla süsleyen Ali Hüsrevoğlu ile hat
sanatı üzerine konuştuk.
Hat sanatıyla nasıl tanıştınız? Bu sanata
ilginizi kim uyandırdı?
Hat sanatıyla tanışmam doğduğum
şehir olan Afyonkarahisar’da
Sandıklı Ulu Camii’ndeki yazılarla başlar. Sevgili babam zaman zaman bu
yazılardan bahseder ve “şimdi bunları yazacak hattat yok” derdi. İlk ilgimi o
uyandırdı. Sonra imam-hatip lisesinde tahsil için ilimiz Afyonkarahisar’a
gittim. Merkez Zülali Camii’ndeki Karahisari yazıları, evimize yakın bulunan
imaret veya Gedik Ahmed Paşa Camii’ndeki Hakkı Efendi yazıları bendeki bu
merakı dayanılmaz kıldı. Sadece bu yazıları görerek ve algılayabildiğim
kadarıyla tek kurşun kalemle çok miktarda ilk denemelerimi yaptım. Hiçbiri bir
anlam ifade etmiyordu. Liseden sonra kûfî ve makili çalıştım. İstanbul’a
gelince de önce rika, sonra nesih ve sülüs meşk ettim.
Burada bir şeye dikkat çekmek
isterim: Söze cami ile başladık. Câmi bizde her şeydir. Bu eserler,
Müslümanları ibadet için topladıkları gibi, ilim için, yardımlaşma için, savaş
günlerinde dayanışma için toplarlar. Aynı zamanda doğru yapılmış her cami bir güzel
sanatlar sergisidir. Bu vatanın evlatları, kendi özleriyle, kökleriyle bu
eserde tanışırlar.
Bu Cenâb-ı Hakk’ın yemin ederek,
yani ileri boyutta dikkat çekerek, önemseyerek anlattığı bir konu. Biliyorsunuz
Kur’an’da Kalem suresi var. İlk vahiyde kalem “okumakla” beraber yan yana, iç
içe ilk sırada yer alıyor. Allah sadece kaleme yemin etmekle kalmıyor, onların
yazdıklarına, satır satır dizdiklerine de yemin ediyor.
Kalemin kapsamını
sınırlandıramayız. Allah bir şeye yemin ederek anlatıyorsa kıyamete kadar onun
hükmü geçerli olacak, hayattan çıkmayacak demektir.
Hat eğitimi kaç senede tamamlanıyor?
Bu, kişinin çalışmasıyla doğru
orantılıdır. Bir insan çok iyi çalışırsa birkaç senede temel eğitimi alabilir.
Haftada bir ders görmeye göre beş yıl gibi bir eğitim gerekiyor. Talebenin
çalışıp çalışmamasına, kaybettiği yıllara göre on yıl sürebilir talebelik
süresi.
Mescid-i Nebevi’nin genişletilmesi sırasında
hüsnü hat levhalarını yazma şerefi size de nasip oldu. Mescid-i Nebevi’nin
hangi bölümlerinde, neler yazdınız?
Ben bu şerefin, mensubu olmakla iftihar ettiğim ve mutlu
olduğum aziz milletime nasip olduğuna inanıyorum. Ȃkif, İstiklal Marşı’nı nasıl
kendine nispet etmediyse, ben de bu eseri hiçbir zaman kendime nispet etmedim.
Bu eser, benim yetişmemde herhangi bir şekilde katkısı olan, kalbinde böyle bir
hizmetin heyecanını duyan, ırkçılık ve saplantıdan uzak bir şekilde kendisini
Müslüman Türk hisseden kim varsa onun eseridir.
Bu çalışmada surelerin seçimini kendim yaptım. Daha önce
kıble duvarına Abdullah Zühdî tarafından yazılanlar dışında tercih yaptım.
Bunlar öncelikle Peygamberimiz’den bahsetmeleri sebebiyle Yasin, Muhammed, Hucurat, Vâkıa, İnşirah, Nasr, Ihlas, Felak Nas
sureleridir.
Sizin en
büyük tutkularınızdan biri de hilye yazmak. Hilye-i şerif yazmanın ve evde
bulundurmanın asıl gayesi nedir?
Biliyorsunuz, eskiden içinde hilye bulunmayan bir ev,
içinde Peygamberimiz (s.a.v.) bulunmayan bir eve benzetilirdi. Atalarımız
hayatlarını Peygamberimiz’in (s.a.v.) sevgisiyle o kadar bütünleştirmişlerdir
ki, yaşadıkları çevreyi hep Peygamberimizi(s.a.v.) hatırlatan veya O’nu anlatan
levhalarla süslemişlerdir.
Bana göre, bir hattatın emek vereceği en mübarek
çalışmaların başında hilye çalışmaları gelir. Meselâ neslimiz Peygamberimizi
yeterince tanımıyor. Hilye-i Şerif levhalarının asıl gayesi; Peygamberimizin
özet olarak bedenî güzelliklerini, konuşmasını, insanlara muamelesini ve
ahlâkını anlatmaktır. Ben hattat olarak
bir hilyeyi başka konulu sayısız eserden üstün tutarım.
Altınoluk Mecmuası bir tarihte Kâmil Akdik’in güzel bir
hilyesini hediye olarak verdi. Böyle faaliyetler başka kuruluşlarca da devam
ettirilmeli…
![]() |
| Tezhipli tuğra besmele |
Hat, tezhip, ebru sanatlarıyla uğraşan gençlerimiz her
adımda kendileriyle, irfan kökleriyle daha fazla tanışırlar ve mutlu olurlar.
Hatla meşgul olan ya âyet, ya hadis, ya bir büyük sözü yazacak veya okuyacak.
Burada hem ilimle hem sanatla uğraşmış olacak.
Tezhiple uğraşan hem hatla, hem ona en uygun elbiseyi
giydirmekle uğraşacak. “Allah güzeldir, güzelliği sever” hadis-i şerifini
hayata geçirmiş olacak. Ölçüsüz konuşmayacak, nispetsiz tek çizgisi olmayacak,
bu intizam ve yerindelik hayatın tümüne yansıyacak.
Ebrucu, hayatın ana maddesi olan “su” ile yaşayacak, onun
üzerinde sanat yapacak. Suyun üzerinden her çektiği ebru “tek” olacak,
“eşsiz”in tecellisi olacak.
Bu sanatlar tevhit inancının yansımasıdır. Bir rakamı
tevhidi anlatır. Elif harfi, Allah lafzı, Lale hep tevhidi anlatır. Milletler
objelerden sembollere geçti mi medeniyet kurarlar. Bu anlamda zirveye ulaşan
millet yalnızca biziz.
![]() |
| Ayetel kursi |
Tarihin şahit olduğu en büyük tarih ve irfan katliamına
rağmen Allah bu ruhu yeniden hayatın içine katmıştır. Yakın tarihte harf
inkılabının yaptığı tahribata eşdeğer bir felaket yoktur. Kemal Tahir’in
deyimiyle “13 milyon insan bir gecede
cahil kalmıştır”. Samiha Ayverdi şunu söylüyor: “1903’te değil de 1923’te doğsaymışım bu dünyadan bir şey anlamadan
göçüp gidecekmişim.” Cemil Meriç konferanslarında ve kitaplarında “kendi
yazımızı okuyup yazmayan okuryazar olamaz evladım” derdi. Bu konu alabildiğine
geniş, dert bitmez.
Hat
sanatını öğrenmek isteyenlere neler tavsiye edersiniz?
Başta bu sanatı Allah yolunda ve Peygamberimiz uğrunda
kullanmaya niyet etmek gerekiyor. Hattatların piri Hazret-i Ali(r.a.) hat
talebelerine tavsiyelerini yaparken şöyle söylüyor: “Hat, bir üstadın öğretiminde gizlidir. Kıvamı çok meşk etmektir. Devamı
da İslâm dini üzere devam etmektir.”
Bu sanatı öğrenmek isteyen kardeşlerime kendilerine zor
gelen şeyin üzerine yürümelerini, azimlerinde sarsıntıya uğramamalarını,
karşılaştıkları iş ne kadar zor olursa olsun Allah’ın bir zerre yardımının
dağları yerinden oynatmaya yeteceğini hiçbir zaman unutmamalarını, büyük işleri
başardıktan sonra da bunu kendilerinden değil Allah’tan bilmelerini tavsiye
ederim.




