Beyaz bir market poşeti sokakta, rüzgarda sürüklenmektedir. Tellere takılan, çamura bulanan poşet bir evin kapısına yuvarlanır. Bir el poşeti alır, yıkar, kurutur, içine bir şeyler koyarak duvara asar. Bir bebek sesi duyarız. Aynı el bebeğe uzanır, alır, emzirir. Kamera yavaşça uzaklaştığında onun mülteci bir kız çocuğu olduğunu görürüz. Askıda kısa filminin konusu kısaca böyle. Mültecilerin yaşadıkları şeyin neye tekabül ettiğini göstermesi açısından çarpıcı.
Bir
poşet metaforu üzerinden mülteci meselesini şiirsel bir dille anlatan Askıda filmi,
Türkiye’de ve dünyada düzenlenen birçok festivalde ödüller aldı. Yönetmeni ve
senaristi Yeşim Tonbaz Güler ile Askıda kısa filmi üzerine konuştuk.
Suriyeli mülteciler çağımızın en koyu gerçeği. Mültecilik topyekûn
öyle. Bu duruma kayıtsız kalamayacağımızı ülke olarak sahiplendiğimiz mülteci
sayısıyla gösterdik zaten. Bir üretim sahası olarak sanat ise çağın ruhunu yansıtabilen
en doğru dil. Ben de kişisel tarihimde önce insanlığın ve ardından coğrafyanın
bizi birbirimize bağladığı bu hadiseyi kendi varlık sahamda göstermek istedim.
![]()  | 
| Yönetmen Yeşim Tonbaz Güler | 
Kısa
film çekmenin kendi içinde zorlukları oluyor. Film fikri, onun hazırlık süreci
ve çekim aşamasında nasıl bir yol izlediniz?
Film çekmenin teknik olarak zorlukları elbette var ama
bunlar en kolay aşılan zorluklar. Fikrin olgunlaşması ile başlıyor her şey ve
her şeyde olduğu gibi film için de ‘başlangıçta söz vardır’. Çok güçlü bir
sözün, fikrin ardından gitmek gerekiyor ve bunu uzun anlatımın aksine, özlü söz
söyler gibi yalın bir anlatıma ağır bir yük yükleyerek yapmanız gerekiyor.
Böyle olduğu takdirde ulaşıyor ötekinin zihnine. 
Mültecilerle çokça teşrik-i mesaisi olmuş, coğrafya olarak
da onlarla aynı havayı solumuş biri olarak, mülteciye dair bir şey anlatmak,
bir mültecinin hissiyatına ulaşmaktı maksadım. Kendimce bunu başarabildiğim
ölçüde de başkalarına da ulaştırmak… Böyle çıkınca yola fikri zihnimde uzun
süre gezdirdim, defalarca gördüm rüyamda, artık sahaya indiğimde ne çekeceğimi
biliyordum. Ve bu bildiğim şeyi doğrudan anlatmanın bir adım yan tarafına
geçip, anlatılanı izlemeyi tercih ettim filmimde.
Uçuşan,
çamura giren, oradan oraya sürüklenen, tellere takılan bir poşet üzerinde
mültecilerin neler hissettiklerini yansıtıyorsunuz. Poşeti kullanma fikri
nereden aklınıza geldi?
“Sürüklenmek” benim başlangıç sözüm oldu. “Mülteciler
kimdir, hikayeleri nedir?” sorusunun bendeki karşılığı, hissettikleri şeye
odaklanmakla eşleşti; sürüklenmek… Sürüklenmeyi anlatabileceğim en doğru
metaforun poşet olduğuna karar verdim sonra. Bir plastik poşet onun
sürüklendiği, görüş alanımıza girdiği ölçüde makes buluyor hayatımızda. 
Dahası, çocukluk anımdır, bir poşetin ne kadar mukaddes bir
varlık olabileceğine yıkanıp tekrar tekrar kullanılabileceğine de şahit oldum
çok kez. Yurdundan edilmiş, sürüklenmekte olan insanları, yıkanıp, paklanıp,
yeni hayatlarına başlamaları beklentisi ile sunulan ‘yeni’ hayatlarını vs.
anlatmak için poşet sevdiğim bir tercih oldu. 
Batı’daki
film festivallerinde filminize ödüller veriliyor fakat Suriyelilere karşı da
vicdansızca hareket eden, mültecilerin denizlerde ölmesine duyarsız bir Batı
dünyası var karşımızda. Siz bu ikiyüzlü durumu ne ile izah ediyorsunuz? Sanat
değeri taşıyınca mı mülteciler değerli oluyor?
Bu çok net olarak tutarsız bir tavır, su götürmez. Sahada
yaptığını sanatta temizliyor batı. Yapmadıkları kadar varlık gösteriyor
sanatla. Nerede ne kadar görünmesi gerektiğinin matematiğine hakim. Ben artık
bu herkesçe malum ikiyüzlü tavrı tartışmak yerine, bunca varlık gösterdiğimiz,
dibine kadar içinde bulunduğumuz en insani sahip çıkabilme yetimizi, daha çok
kişiye ulaşmanın, dahasını bu eylemi yinelemeye davet etmenin ve hatta
mültecilerin kendilerini iyi hissedecekleri bir ortam sağlamanın vesilesi
kılmamız gerektiğini düşünüyorum. 
Bunun için de kendimce bir taş attım, sesime ses geldi,
seni duyduk, içini gördük diyenler oldu, samimiyetsiz destek programlarının
samimiyetine inandığım çalışanları, gönül verenleri oldu. Başat bir insan hakkı
istismarının, insan hakları temalı film festivallerindeki tek temsilcisi olma
huzurunu yaşadım. 
Mültecilerin
yerlerinden yurdundan edilmesini, yaşadıkları zorlukları film yoluyla anlatarak
farkındalık oluşturmaya çalışan filmlerle pek karşılaşmıyoruz. Bu konuda kısa
film çekmek isteyenlere neler önerirsiniz?
Mülteci mevzusu bilhassa Suriye meselesinin patlak vermesi
ile yıllardır gündemimizde olmasına rağmen evet, pek sinemada göremedik. Birkaç
filmin dışında konu edinen, yahut filmlerine ufak bir karakterle dahil etmek
dışında filmlerdeki hayatın içinde Suriyeli mültecilere yer veren pek olmadı.
Fakat son bir-iki yıldır mülteci temalı yarışmalar, festivaller düzenleyen,
gündemine alan kurumlar ve oluşumlar arttı. 
İnsan haklarını merkezine alan film etkinliklerini de
ekleyerek söylemek isterim ki içerisine dahil edilmeyen, yaşayan bir hikaye
olmaktan uzak, kopuk, ayrı bir unsur gibi resmedilen anlatılar pek de doğru
konumlandırılmış olamıyor sinemada. Tek tek seçilmiş, müthiş bir çabayla yerleştirilmiş,
zorlama hikayelere dönüşüyor. Bir tavsiye yerine geçer mi bilmiyorum ancak
hayatı resmetmek odaklanmayı gerektiriyor, cımbızla koparıp odağa yerleştirmeyi
değil.
Yeşim
Tonbaz kimdir?
1984 Sivas doğumlu Yeşim Tonbaz, İstanbul Üniversitesi Arap
Dili ve Edebiyatı bölümü mezunu. Sinema yazarlığının yanı sıra, Film Arası
Dergisi ve Sinefesto.com gibi çeşitli yayın organlarında editörlük ve yöneticilik
yaptı. Birçok kısa film ve belgeselde çeşitli görevlerde yer aldı. 2016’da
çektiği ilk kısa filmi ‘Askıda’ yurt içi ve yurt dışı birçok film festivalinde
gösterildi ve ödül aldı. Halen Marmara Üniversitesi Sinema Radyo-TV Bölümü’nde
yüksek lisans yapmakta olan Tonbaz, evli ve bir çocuk annesidir.
Film
Çalışması
·        
Askıda- Kısa Film/ Yönetmen-2016
·        
3.’lük ödülü/ AB Delegasyonu İnsan Hakları Kısa
Film Yarışması
·        
Özel Seçki / BM Sürdürülebilir Yaşam Formu- New
York
·        
Özel Seçki/ Tracce Cinematografiche Film
Festival- Roma
·        
Özel Seçki/ Kargil İnternational Film Festival-
Hindistan
·        
Özel Seçki/ Madrid Human Rights Film Festival
·        
Özel Seçki/ Asia Peace Film Festival- Pakistan




