Suriye’deki iç savaştan kaçan binlerce mülteci,
Türkiye sınırına yakın kamplarda ve şehirlerde zor şartlar altında yaşamaya
çalışıyor. Üzerlerine düşen bomba görüntüleri ile hatırladığımız ve çoğu zaman
yardım etmek için kimyasal saldırı gibi infial uyandıracak bir şey olmasını
beklediğimiz Suriyeliler, normal şartlarda da yardıma ve ilgiye muhtaçlar. Suriyelilerin
yanı sıra insanlığın bir başka yarası Afrika’da da yaşanıyor. Doğu Afrika’da
(özellikle Sudan’da) insanlar açlık ve susuzluktan ölüyor. Hem Suriyelilere hem
de Doğu Afrika’ya yardım götüren Aziz Mahmud Hüdâyi Vakfı, iki ayrı bölgeye de
acil ihtiyaçlar çerçevesinde, farklı şekillerde yardım etmeye devam ediyor.
Aziz Mahmud Hüdâyi Vakfı İnsani Yardım ve
Sosyal Hizmetler Koordinatörü Serdar Eryılmaz ile insani yardım faaliyetleri
üzerine konuştuk.
Serdar Bey, Hüdayi Vakfı İnsani Yardım ve
Sosyal Hizmetler Koordinatörlüğü olarak İstanbul’da ve Suriye’de yaptığınız
yardımlardan kısaca bahseder misiniz?
Öncelikle “Üç Aylar İnfak Mevsiminde Yardımlarınız
Bereketlensin” dua ve niyazıyla başlattığımız yardım kampanyasından başlayalım.
Tabir caizse bir seferberlik başlattık. Özellikle bu yardım
kampanyasıyla İstanbul’da her ay erzak paketi yardımı yaptığımız aile sayısını
arttırmak istiyoruz. İstanbul’da her gün araçlarımızla, dağıtım ekibimizle
Anadolu ve Avrupa yakasındaki ihtiyaç sahibi ailelere gıda, temizlik maddeleri,
çocuk ve hasta bezinden müteşekkil erzak paketi dağıtıyoruz. İlave olarak da
vakfımıza bağışlanan adak, nafile kurbanları Hüdayi Hazretlerinin türbesinin
bulunduğu Üsküdar merkezimizde keserek birer poşette ihtiyaç sahibi ailelere
dağıtıyoruz. Bu şekilde yılda 2-3 defa bu ailelerin evlerine et giriyor. Kurban
etlerinin kalan kısmını da vakfımıza bağlı kurs ve yurtlardaki aşevlerinde
öğrencilerin yemeklerinde kullanıyoruz. İstanbul dışında Suriye’nin Azez,
İdlib, Halep şehirlerindeki kamplarda ve köylerde yaptığımız yardımları gelecek
olan bağışlarla arttırmayı hedefliyoruz.
Her hafta sonu yardım tırlarımız yükleniyor ve Suriye’nin
içlerine gidiyor. Tabi, Suriye’de yüzlerce kamp var. Biz buralardan gelen
ihtiyaca göre, talebe göre imkânlarımız el verdiği kadarıyla un yüklü tırları
bölgeye gönderiyoruz. Bunlarla fırınlarda Suriye ekmekleri yapılıyor ve
çadırlardaki insanlara dağıtılıyor.
Bölgede düzenli olarak yaptığımız gıda yardımları yanında
özellikle savaştan psikolojik olarak en çok etkilenen çocuklar için oyuncak
önemli bir ihtiyaç. Kimse bunu bir ihtiyaç olarak görmüyor veya zikretmiyor.
Mart ayının son haftası İdlib’e gittiğimizde kamplardaki çocuklara oyuncak dağıttık.
Oyuncakları almak için heyecanlanmalarını ve gözlerindeki parıltıyı görmenizi
isterdim. Baktığınız zaman erzak paketi yanında maddi değeri düşük bir şey
oyuncak.
En büyük ihtiyaç bu anlamda onların moral ve
motivasyonlarını yükseltecek, psikolojilerini düzeltecek şeyler sunmak. Savaşta
zannediliyor ki yemek içmek en büyük ihtiyaç. Aslında onların en çok morale
ihtiyaçları var. Teselli edici küçük bir ikram ve onlarla yaptığınız sohbet
daha tesirli oluyor.
YARDIM ETMEK İÇİN BİR ŞEY OLMASINI BEKLİYORUZ
İçerik olarak başka ne tür yardımlar var?
Kamp ve köylerde yaptığımız gıda yardımında yeni bir
konsepte gittik. Mevcut erzak paketinden daha küçük erzak paketleri dağıtmaya
başladık.
İçinde her birinden ikişer adet olmak üzere nohut, tas
kebabı, sarma, yeşil fasulye, balık gibi tüketimi daha pratik olan konserve
yiyeceklerin olduğu gıda kolileri vermeye başladık. Özellikle onların kültür
olarak daha çok tükettiği ürünleri koyduk paketlere. Tabi, her yardım
kuruluşunun genelde benzer içerikte yardım paketleri var ama biz bu şekilde
yaparak klasiğin dışına çıktık.
En azından çadırdaki nüfusa göre kendilerine 4-5 gün
yetecek miktarda farklı bir yiyecek yeme imkânları oldu bu şekilde.
Hastalanmamaları ve vitamin alabilmeleri için farklı yiyecekler yemeleri
gerekiyor. Biz de bunu sağlamış oluyoruz. Gücümüz yettiği, imkânlarımız
elverdiği ölçüde yardımcı olmaya çalışıyoruz ama baktığınız zaman İdlib’te üç
milyon, Azez ve Elbab’ta bir milyon mülteci var hepsine yetişmemiz zor. Yapılan
yardımlar yetmiyor. Hatta bununla ilgili bölgede çok kullanılan bir söz de
duyduk: “Sınırdan öbür tarafa bir elma atsanız bir ihtiyaç sahibine düşer”
diye.
Burada parantez içinde bir serzenişte de bulunmak
istiyorum. Yardım kampanyası başlatmak ve kamplarda zor şartlar altında yaşayan
bu insanları hatırlamak için kimyasal saldırı gibi infial uyandıracak bir şey
olmasını bekliyoruz.
Örneğin 2016 Aralık ayında Halep’teki saldırılar sonrası
başlayan tahliyelerde insanlar İdlib’e yerleşti. Yani toplu kıyım olduğu zaman
bizim gündemimize düşüyor yardım meselesi. Tabi, hemen o dönemde muazzam bir
yardım kampanyası başlatıldı. Bölgede deposu olan yardım kuruluşları gelen
yardımları geri çevirmemek için ikinci üçüncü depoyu kiraladılar. Bu şekilde
yüklenme sonucu ihtiyaç fazlası yardım malzemesi toplanmış oluyor. İdlib
kimyasal saldırısı sonrası tekrar gündem oldu. Saldırı sonrası müthiş bir
şekilde ilaç toplanmaya başlandı. Ama buradaki hastaneleri gezdiğimizde saldırı
öncesinde de ilaca ve sağlık teçhizatına ihtiyaç olduğunu gördük. Yani ilaç her
zaman ihtiyaç burada. Suriye’nin gündem olması için illa ki bir olayın olması
gerekmiyor. Aslında tüm hayırseverler bir saldırı olmasını beklemeden bu yılki
zekâtımdan, infakımdan Suriye için şu kadar ayıracağım dese daha güzel olur.
Gıda yardımı dışında sağlık alanında da yardımlar
yapıyoruz. Bir doktor grubumuz var. Gönüllü Türk doktorlar kamplara gidip
hastaları muayene ediyor. Bize çok dokunan bir şey söylediler. Bir günde
yaklaşık yüz çocuk muayene etmişler. Hepsinde de hemen hemen aynı hastalık
tespit edilmiş. Kanlarında tespit edilen bir değerden bahsettiler. Çok düşük
çıktığını söylediler bu değerlerin. Bunun da ilacının hap veya şurup değil et
olduğunu söylediler. Bu çocuklar eğer bir başparmağın ucu kadar et yemiş olsalar
kan değerleri normal çıkardı ve hasta olmazdı dediler. Bu çocuklar kaç aydır et
yememiş. Dolayısıyla burada asıl ihtiyaç kurban kestirmek olabilir.
Bunu öğrendiğimizden beri her gittiğimizde orada kurban kestiriyoruz.
SOMALİ’DE AÇLIK VE SUSUZLUKTAN ÖLENLER VAR
Hüdayi Vakfı, son birkaç yıldır kuraklık
nedeniyle milyonlarca insanın yaşam savaşı verdiği Somali için yardım
seferberliği başlattı. Somali’ye gönderilecek yardımlarla ilgili bilgi alabilir
miyiz?
“Kuraklık- Doğu Afrika” başlığıyla ayrı bir yardım kampanyası
daha başlattık. Kuraklığın en çok hissedildiği ve ölüm haberlerinin geldiği
ülke daha ziyade Somali olduğu için enerjimizi buraya yoğunlaştırıyoruz.
Gelecek olan bağışlarla Somali’de de erzak paketleri
dağıtıp su kuyuları açacağız. Somali ve Doğu Afrika şartlı gelen bağışları
buralarda değerlendireceğiz. Ayrıca 90 TL’lik erzak paketi bağışlarını hem
Somali için, hem İstanbul’daki ihtiyaç sahipleri için hem de Suriye’deki
kamplarda ve köylerde dağıtılmak üzere değerlendireceğiz.
Malum 2011 yılında Somali’de ciddi bir kuraklık yaşandı.
Türkiye çok ciddi bir duyarlılık gösterdi o zaman. Hemen hemen 6-7 yılda bir
Doğu Afrika ülkelerinde büyük kuraklık yaşanıyor. Somali’de açlık, susuzluk ve
kolera nedeniyle toplu ölüm haberleri geliyor. Bölgede doğru bir lokasyon seçip
acilen su kuyuları açılması lazım. Diğer Afrika ülkelerinde açılan basma
tulumbalı küçük kuyular yerine burada en az 3-4 köyün istifade edebileceği
büyüklükte, su depoları olan ve sürekli su çeken, elektrikle veya güneş
enerjisiyle çalışan büyük kuyular açılması gerekiyor. Bunların maliyetleri 70
bin ila 250 bin dolar arasında değişiyor. Biz de bununla ilgili bir bağış
çalışması başlattık. Dileyen bu büyük kuyuların açılması için oluşturulan ortak
yardım hesabına en az 4 bin dolar olmak üzere bağış yapabilecek. Gıda yardımı
olarak da onların isteyeceği ürünleri temin edip gemiyle bölgeye ulaştıracağız.
Ayrıca orada da alımlar yapıp dağıtımını sağlayacağız.
![]() |
| Suriyeliler için hazırlanan yeni ihtiyaç kolisi |
YERİNDE GÖZLEMLEYEREK İHTİYAÇLARI BELİRLİYORUZ
İhtiyaç sahiplerinin ve onlara yapılacak
yardımların tespitinde nasıl bir yol izliyorsunuz?
Gitmediğiniz yerde bir başkasının sözüyle aslında tam
ihtiyaç tespiti doğru yapılamıyor. Bölgedeki halkın kanaati bile olsa sizin
gidip orada bir iki gün belki bir hafta kalıp kendiniz teşhisi koymanız daha
doğru. Örneğin Somali’yi ele alırsak gittiğimiz için ihtiyaçları biliyoruz.
Orada bulunanlarla sürekli temas halindeyiz. Suriye’ye zaten sürekli gidip geliyoruz.
Mesela dağıtmaya başladığımız konserve meselesi bizim sürekli gidip gelerek
gözlemlerimiz sonucu, fikir teatisi ve istişare sonucu karar verdiğimiz bir
şey. Yoksa oradakilere sorsanız gıda paketi gönderin de ne olursa olsun
deniyor. İstanbul’da yardım yaptığımız ailelerin ihtiyaçlarını da aynı şekilde
evlerine gidip tahkikat sonucu, yerinde gözlemleyerek tespit ediyoruz. Sadece
erzak veya ayni yardım yapmıyoruz. Eğitim yardımı ve dul, yetim ailelere de
nakdi yardım yapıyoruz. Genel olarak yaptığımız yardımlar ve çalışma
prensibimiz bu şekilde.
Not: Hüdayi Vakfı aracılığıyla
muhtaçlara yardım etmek için tıklayınız.




